Tag Archives: Emile Ajar

“Onca Yoksulluk Varken”den…

La vie devant soi

* Madam Rosa’yı ilk gördüğümde üç yaşımda olmalıydım. Daha önce bellek diye bir şey olmaz, bilgisizlik içinde yaşar insan. Bilgisizliğim üç ya da dört yaşımda son buldu, bazen özlemini çektiğim oluyor.

– Mösyö Hamil, neden hep gülüyorsunuz?

– Böylece her gün, iyi belleğim için Tanrı’ya şükrediyorum Momocuğum… Altmış yıl önce, gençliğimde, bir kadına rastladım. Beni sevdi, ben de onu sevdim. Sekiz ay sürdü bu, sonra kadın bir başka eve taşındı. Altmış yıl sonra hala aklımdadır. Seni unutmayacağım derdim ona. Yıllar geçiyordu, unutmuyordum. Bazen korkuyordum. Önümde daha uzun bir yaşam vardı, silgi Tanrı’nın elindeyken, ben gariban adam, kendime nasıl böyle bir söz verebilirdim ki? Ama şimdi içim rahat. Cemile’yi unutmayacağım. Çok az zamanım kaldı, onu unutmadan ölmeyeceğim.

* Ama hiç dövüşmezdim, insan birini dövdü mü hep bir yanı sızlar.

* Bunlar hep anaları zamanında kürtaj olmamış, gereksiz çocukların öyküleri.

* Babanın Cezayir savaşında öldüğünü düşünmek gerekir, güzel ve yüce bir şeydir bu. Bir bağımsızlık savaşı kahramanı o.

* Mösyö Hamil, olmayan bir kahraman yerine, var olan bir babayı yeğlerdim ben: İyi bir pezevenk olup annemle ilgilenseydi daha iyi ederdi. Okumaya devam et

“Yalan-Roman”dan…

Romain Gary’nin, 1976 yılında Emile Ajar takma adıyla yazdığı “Yalan-Roman”ın(“Pseudo) ilk iki bölümü.
Yanıklar, ısırıklar, yırtılmalar. Köpekler ısırmakta.
Köpek sürüleri. Ardı arkası kesilmeyen, dalga dalga köpekler.
Ateşli, azgın köpeklerin saldırıları; kimseye sözünü edemediğim,
böyle bir anda kendimi tutup sözünü etmemem gereken köpekler,
sanki orada değillermiş gibi, sanki rahatmışım gibi…
sakin, erişilmez.
Henri Michauz, “Gizlenenle Yüzyüze”

-I-

Başlangıç diye bir şey yok. Herkes gibi, sıram gelince ben de doğdum, o zamandan beri de, bir ait oluştur gidiyor.

Yalan Roman

Kendimi toplamdan çıkarmak için her yolu denedim, ama bunu kimse başaramamış, hepimiz birer artıyız.

Oysa satrançta benim adımla “Ajar savunması” diye bilinen, son derece yetkin bir savunma sistemi geliştirmiştim. Önce Cahors hastanesinde yattım, sonra da birçok kez Doktor Christianssen’in Kopenhag’daki psikiyatri kliniğinde.

Beni uzmanlara gösterdiler, incelediler, testlerden geçirdiler. Keşfettiler ve savunma sistemim çöktü. “Tedavi” edildim ve yeniden piyasaya sürüldüm.

Dosyamdan birkaç rapor çalmayı başardım, belki yazınsal açıdan bir işe yarar bir şeyler bulurum, kendimi toparlarım diye.

“Rol yapma alışkanlığının yıllar boyunca böylesine kararlı ve sürekli biçimde benimsenerek bu aşırı noktaya vardırılması ve bir saplantıya dönüştürülmesi, ciddi kişilik sorunları olduğunu göstermektedir.” Devamı>